31 Mayıs 2017 Çarşamba

Tabanca Mantarı / 80’ler Deposu


Tabanca mantarı 80’lerin en tehlikeli “şey”lerinden biridir. Temelde çocukların oynaması için tasarlanmış bir oyuncak bileşenidir. Ama üzerinde barut olan bir oyuncak ne kadar oyuncaktır ki?!

Korkutucu Ama Çekici

Mantar tabancası olarak bilinen plastik veya metal tabancalar vardı eskiden. Her ne kadar 80’lerin alamet-i farikası olmasa da o yıllarda pek bir modaydı. Yarım santim civarında, kaseyi andıran, mantar yapının dibinde bulunan barut tabanca içine yerleştirilerek tetiğe basmak suretiyle patlatılırdı. İşin korkutucu yanı bu yapılan işlemden ve sonuçtan zevk alınırdı. Genelde tabancanın tetiğine asılan kişi (bu bir büyük dahi olsa) tabancayı kendinden uzak tutmak konusunda ısrarcı davranırdı. Zira çıkan sese göre yapılan işlem oldukça tehlikeli görünürdü insana.

30 Mayıs 2017 Salı

Amerika’da Alabalık Avı / Richard Brautigan / Kitap


Kar Kurdu‘nda bahsettiğimiz kitabı okumak için 22 yıl bekletme meselesinden farklı olarak Amerika’da Alabalık Avı 20 yıl sonra yeniden okunan kitaplardan biri. Hatta bu okumamda verdiğim nihai karar, kitabın yılda bir kez mutlaka okunması yönünde. Bu bize ne kazandıracak ki diye düşünebilir insan. Eh, pek bir şey kazandırmasa da kaybettirmeyeceği ortada. Ayrıca akıl sağlığınızı yerinde tutabilmenize yardımcı olacağı da su götürmez bir gerçek.

Kişisel ve çoklarına göre anlamsız gelen kitaplar yazma ustası Brautigan, 50’lerde başlayıp 60’larda doruk noktasına çıkan Beat Generation’ın (Beat Kuşağı) Kuzeybatılılar koluna dahildir. Tam anlamıyla Beat içerisinde yer almasa da içlerinde yaşamış ve dirsek temasında bulunmuş yazarlardan biridir. Beat Generation’ın geneline oranla daha az anlaşılır, daha naif ve kendi halindedir. Gerçi tüm kuşağın kendi bireyselliği doğrultusunda yaşadığını / ürettiğini düşünürsek bu kendi halinde tanımlaması biraz sakil dursa da bir Brautigan metni okunduğunda “kendi halinde”liğin ne olduğu tam olarak anlaşılabilir.

28 Mayıs 2017 Pazar

Son Birader de Gitti… / Rock Efsaneleri


70’li yılların efsanevi Rock’n Blues (Blues Rock da diyebiliriz) ve Southern Rock gruplarından The Allman Brothers Band’in kurucu lideri Gregory (Gregg) LeNoir Allman 69 yaşında Savannah, Georgia’daki evinde öldü.

Kardeşi Duane ile 60’ların ortalarında kurdukları The Allman Joys grubu zamanla önce Hour Glass’e sonra da The Allman Brothers Band’e evrilmiş ve bu grup ile dönemin en iyi işlerine imza atmışlardır. 1971’de kardeşi gitarist Duane Allman motosiklet kazası sonucunda ölmüş, kazanın olduğu yere çok yakın başka bie yerde ama 1 yıl sonra da bassist Berry Oakley motosiklet kazası geçirerek hayata gözlerini yummuştur.

Bisiklet Karavanları / Kaçış Planı


Bisiklet her zaman, es geçtiğimiz ama önemli araçlardan biri olmuştur. Modern dünyanın içinde dört tekerleklilerin arasında özgürlüğün biçimlerindendir bisiklet. Üzerinde tek başına olabildiğiniz ve size ait güç ile hareketi sağlayan bir araçtır. Dünyevi metaların amaca dönüştüğü günümüzde elimizde kalan ‘en son kale‘lerdendir. Hazır yaz gelmişken varsa bodrumdan eskisini çıkarın yoksa da ucuz yollu yeni bir tane dinmeye çalışın. Hayatı gerçekten yaşamanın ne olduğunu hatırlatabilir size.

24 Mayıs 2017 Çarşamba

Kalp Taşları / Ruth Rendell


Bilenler bilir, Ruth Rendell polisiyenin önde gelen kadın yazarlarından biridir. Çoğu eserinde insan psikolojisinin derinliklerine kötücül yönlerden dalarak çoğunlukla strese sokan, sinir bozan ve okuyucuyu endişelendiren metinler oluşturmuştur. Metinlerin büyük bir kısmında da “kötülük” baş roldedir. Ama o kötülük öyle ilginç işlenmiştir ki okuduğunuz bir Rendell metni sizi avcunun içine alır, sallar ve zar misali yere fırlatır. Artık bahtınıza ne çıkarsa… Kendinizi karamsarlıkla örülü bir dünyada bulur içinden çıkmaya çalışırsınız. Metinlerin içinde ilerledikçe yavaş yavaş kaybolduğunuzu, umutsuz bir durumda süreklenmeye başladığınızı ve korkunun nefesini ensenizde hissedersiniz.

Bu tarz bir tariflemeyi zorunlu kılan Rendell eserleri, polisiye olarak adlandırılan tür içerisinde kendine has bir yerde durmaktadır. Başarılı kurgulara ve enteresan fikirlere sahip bu metinler sanki bir yazarının elinden çıkma değil de zaten hep vardı diye düşündüğünüz, kendiliğinden oluşmuş gibi duran metinlerdir. Belki de asıl başarıyı sağlayan da bu “kendiliğinden oluşmuş gibi görünme” meselesidir.